At kestanesinin yeşil kozalakları dikenlerle kaplıdır. Halk arasında kestane olarak adlandırılan parlak, kahverengi bir fındık tohumu içerirler. Meyveler Ağustos sonu-Eylül ayında olgunlaşır. Orta Avrupa’ya Türkler tarafından at yemi olarak getirilmiştir. Bu cevizin eti beyaz ve yumuşaktır.
At kestanesinin tıbbi özellikleri kimyasal bileşiminden kaynaklanmaktadır. Tohumlar triterpen saponinler (escin), flavonoidler ve izoflavonoidler, tanenler, vitaminler, glikozitler, esculin ve fraxin içerir.
At kestanesinin temel özellikleri venoprotektif, venotonik, anti-inflamatuar ve antitrombotik etkileridir. Halk tıbbında, aşağıdaki özellikler de belirtilmiştir: analjezik, hemostatik, antipiretik, antitümör, antioksidan.
Kestanenin önemli nitelikleri arasında kan viskozitesini azaltma, kan pıhtılarını önleme ve damarlardaki mikro dolaşımı iyileştirme yeteneği yer alır. Varisli damarlarda at kestanesi kanı inceltir, damar geçirgenliğini artırır ve kılcal damar duvarlarını güçlendirir. Ayrıca dezenfekte eder ve doku iyileşmesini hızlandırır.
Homeopatik preparatlar, venöz dolaşım bozuklukları ile ilişkili hastalıkların tedavisinde başarıyla kullanılan taze soyulmuş at kestanesi meyvelerinden yapılır: hemoroid, alt bacağın trofik ülserleri ve kuru nazofaringeal nezle.
Kestane meyvesinin kabuğu erkek sorunlarını (adenom, prostatit) tedavi etmek için kullanılır. Kestanenin kahverengi kabuğu, kötü huylu anormalliklerden kaynaklanmayan rahim kanamaları için iyi bir ilaç olan güçlü bir hemostatik madde içerir. Rahim fibroidlerinin tedavisi için kavrulmuş kestane çekirdeklerinden yapılan demlenmiş toz kullanılır.
Kestane meyvesi tentürleri romatizma ve gut hastalığını başarıyla tedavi eder, eklem iltihaplarıyla savaşmaya yardımcı olur ve ağrıları dindirir. Lösemi ve beyin tümörleri durumunda, at kestanesi vücuda etkili destek sağlar.